Harita Sıralama

forsa

forsa
Puan:6.299.715
Sıra:16
Yenilen rakipler: 95.576.939 (7.)
Klan: RİBAT


Köyler (521) Koordinatlar Puan
Barbar köyü
496|450 10.096
Barbar köyü
370|469 11.321
Barbar köyü
455|432 8.265
Barbar köyü
348|475 12.154
Barbar köyü
343|468 12.196
Barbar köyü
344|468 11.332
Barbar köyü
345|471 12.154
Barbar köyü
344|471 11.810
Barbar köyü
344|467 12.196
FENERBAHÇE
490|493 12.164
FENERBAHÇE
488|493 12.154
FENERBAHÇE
498|515 12.154
FENERBAHÇE
489|511 12.164
FENERBAHÇE
496|517 12.154
FENERBAHÇE
482|491 12.164
FENERBAHÇE
499|479 12.164
FENERBAHÇE
498|476 12.164
FENERBAHÇE
487|521 12.164
FENERBAHÇE
494|476 13.272
FENERBAHÇE
521|480 12.168
FENERBAHÇE
497|458 12.154
FENERBAHÇE
502|457 12.154
FENERBAHÇE
489|453 12.154
FENERBAHÇE
491|451 12.154
FENERBAHÇE
492|448 12.154
FENERBAHÇE
468|458 12.154
FENERBAHÇE
545|472 12.196
FENERBAHÇE
493|521 12.164
FENERBAHÇE
491|447 12.154
FENERBAHÇE
487|446 12.154
FENERBAHÇE
486|445 12.164
FENERBAHÇE
494|450 12.154
FENERBAHÇE
485|445 12.154
FENERBAHÇE
550|473 12.164
FENERBAHÇE
447|525 12.140
FENERBAHÇE
482|443 12.164
FENERBAHÇE
484|443 12.154
FENERBAHÇE
550|467 12.164
FENERBAHÇE
485|443 12.154
FENERBAHÇE
486|443 12.154
FENERBAHÇE
486|488 12.164
FENERBAHÇE
445|527 12.154
FENERBAHÇE
509|438 12.154
FENERBAHÇE
476|442 12.154
FENERBAHÇE
543|456 12.154
FENERBAHÇE
477|443 12.154
FENERBAHÇE
505|438 12.154
FENERBAHÇE
472|444 12.164
FENERBAHÇE
471|454 12.154
FENERBAHÇE
471|443 12.154
FENERBAHÇE
486|437 12.154
FENERBAHÇE
466|444 12.154
FENERBAHÇE
472|441 12.154
FENERBAHÇE
470|441 12.154
FENERBAHÇE
435|486 12.154
FENERBAHÇE
468|442 12.154
FENERBAHÇE
471|441 12.154
FENERBAHÇE
467|445 12.154
FENERBAHÇE
491|432 12.154
FENERBAHÇE
492|433 12.154
FENERBAHÇE
432|490 12.166
FENERBAHÇE
437|474 12.154
FENERBAHÇE
435|476 12.154
FENERBAHÇE
512|431 12.164
FENERBAHÇE
490|429 12.154
FENERBAHÇE
486|432 12.154
FENERBAHÇE
491|431 12.154
FENERBAHÇE
431|476 12.154
FENERBAHÇE
487|428 12.154
FENERBAHÇE
495|427 12.154
FENERBAHÇE
490|428 12.154
FENERBAHÇE
496|428 12.154
FENERBAHÇE
492|427 12.154
FENERBAHÇE
492|429 12.154
FENERBAHÇE
493|425 12.154
FENERBAHÇE
553|445 12.154
FENERBAHÇE
430|476 12.154
FENERBAHÇE
491|424 12.154
FENERBAHÇE
482|425 12.154
FENERBAHÇE
429|475 12.154
FENERBAHÇE
499|424 12.154
FENERBAHÇE
496|424 12.154
FENERBAHÇE
549|443 12.154
FENERBAHÇE
490|422 12.154
FENERBAHÇE
509|422 12.154
FENERBAHÇE
488|424 12.154
FENERBAHÇE
487|420 12.154
FENERBAHÇE
489|420 12.154
FENERBAHÇE
479|422 12.154
FENERBAHÇE
479|423 12.164
FENERBAHÇE
463|427 12.154
FENERBAHÇE
462|425 12.154
FENERBAHÇE
460|426 12.196
FENERBAHÇE
478|421 12.154
FENERBAHÇE
487|414 12.164
FENERBAHÇE
571|448 12.140
FENERBAHÇE
420|467 11.836
FENERBAHÇE
485|413 12.154
FENERBAHÇE
401|515 12.164
FENERBAHÇE
596|537 12.164
Tüm artık 421 köylerini göster
Profil
Profil resmi
Kişisel metin
flag-trflag-trflag-trflag-trflag-tr FORSAflag-trflag-trflag-trflag-trflag-tr


Akdeniz’in, kahramanlık yuvası sonsuz ufuklarına bakan küçük tepe, minimini bir çiçek ormanı gibiydi. İnce uzun dallı badem ağaçlarının alaca gölgeleri sahile inen keçiyoluna düşüyor, ilkbaharın tatlı rüzgârıyla sarhoş olan martılar, çılgın bağrışlarıyla havayı çınlatıyordu. Badem bahçesinin yanı geniş bir bağdı. Beyaz taşlardan yapılmış kısa bir duvarın ötesindeki harabe vadiye kadar iniyordu. Bağın ortasındaki yıkık kulübenin kapısız girişinden bir ihtiyar çıktı. Saçı sakalı bembeyazdı. Kamburunu düzeltmek istiyormuş gibi gerindi. Elleri, ayakları titriyordu. Gök kadar boş, gök kadar sakin duran denize baktı, baktı.

– Hayırdır inşallah! dedi.

Duvarın dibindeki taş yığınlarına çöktü. Başını ellerinin arasına aldı. Sırtında yırtık bir çuval vardı. Çıplak ayakları topraktan yoğrulmuş gibiydi. Zayıf kolları kirli tunç rengindeydi. Yine başını kaldırdı. Gökle denizin birleştiği dumandan çizgiye dikkatle baktı, Ama görünürde bir şey yoktu.

Bu, her gece uykusunda onu kurtarmak için birçok geminin pupa yelken geldiğini gören zavallı eski bir Türk forsasıydı. Tutsak olalı kırk yılı geçmişti. Otuz yaşında, dinç, levent, güçlü bir kahramanken Malta korsanlarının eline düşmüştü. Yirmi yıl onların kadırgalarında kürek çekti. Yirmi yıl iki zincirle iki ayağından rutubetli bir geminin dibine bağlanmış yaşadı. Yirmi yılın yazları, kışları, rüzgârları, fırtınaları, güneşleri onun granit vücudunu eritemedi. Zincirleri küflendi, çürüdü, kırıldı. Yirmi yıl içinde birkaç kez halkalarını, çivilerini değiştirdiler. Ama onun çelikten daha sert kaslı bacaklarına bir şey olmadı. Yalnız aptes alamadığı için. üzülüyordu. Hep güneşin doğduğu yanı sol ilerisine alır, gözlerini kıbleye çevirir, beş vakit namazı gizli işaretle yerine getirirdi.

Elli yaşına gelince, korsanlar onu, “Artık iyi kürek çekemez!” diye bir adada satmışlardı. Efendisi bir çiftçiydi. On yıl kuru ekmekle onun yanında çalıştı. Tanrıya şükrediyordu. Çünkü artık bacaklarından mıhlı değildi. Aptes alabiliyor, tam kıblenin karşısına geçiyor, unutmadığı âyetlerle namaz kılıyor, dua edebiliyordu. Bütün umudu, doğduğu yere, Edremit’e kavuşmaktı. Otuz yıl içinde bir an bile umudunu kesmedi. “Öldükten sonra dirileceğime nasıl inanıyorsam, öyle inanıyorum, elli yıl tutsaklıktan sonra da ülkeme kavuşacağıma öyle inanıyorum!” derdi. En ünlü, en tanınmış Türk gemicilerdendi. Daha yirmi yaşındayken, Tarık Boğazı’nı geçmiş, poyraza doğru haftalarca, aylarca, kenar kıyı görmeden gitmiş, rast geldiği ıssız adalardan vergiler almış, irili ufaklı donanmaları tek başına hafif gemisiyle yenmişti. O zamanlar Türkeli’nde nâmı dillere destandı. Padişah bile onu, saraya çağırtmıştı. Serüvenlerini dinlemişti. Çünkü o, Hızır Aleyhisselâm’ın gittiği diyarları dolaşmıştı. Öyle denizlere gitmişti ki, üzerinde dağlardan, adalardan büyük buz parçaları yüzüyordu. Oraları tümüyle başka bir dünyaydı. Altı ay gündüz, altı ay gece olurdu! Karısını, işte bu, yılı bir büyük günle bir büyük geceden oluşan başka dünyadan almıştı.

Gemisi altın, gümüş, inci, elmas, tutsak dolu vatana dönerken deniz ortasında evlenmiş, oğlu Turgut, Çanakkale’yi geçerken doğmuştu. Şimdi kırk beş yaşında olmalıydı. Acaba yaşıyor muydu? Hayalini unuttuğu, karlardan beyaz karısı acaba sağ mıydı? Kırk yıldır, yalnız taht yerinin, İstanbul’un minareleri, ufku, hayalinden hiç silinmemişti. “Bir gemim olsa gözümü kapar, Kabataş’ın önüne demir atarım” diye düşünürdü. Altmış yaşını geçtikten sonra efendisi, onu sözde özgür kıldı. Bu özgür kılmak değil, sokağa, perişanlığa atmaktı, Yaşlı tutsak bu bakımsız bağın içindeki yıkık kulübeyi buldu. İçine girdi. Kimse bir şey demedi. Ara sıra kasabaya iniyor, yaşlılığına acıyanların verdiği ekmek paralarını toplayıp dönüyordu. On yıl daha geçti. Artık hiç gücü kalmamıştı. Hem bağ sahibi de artık onu istemiyordu. Nereye gidecekti?

Ama işte, eskiden beri gördüğü rüyaları yine görmeye başlamıştı. Kırk yıllık bir rüya… Türklerin, Türk gemilerinin gelişi… Gözlerini kurumuş elleriyle iyice ovdu. Denizin gökle birleştiği yere baktı. Evet, geleceklerdi, kesindi bu, buna öylesine inanıyordu ki…

– Kırk yıl görülen bir rüya yalan olamaz! diyordu. Kulübe duvarının dibine uzandı. Yavaş yavaş gözlerini kapadı. İlkbahar bir umut tufanı gibi her yanı parlatıyordu. Martıların, “Geliyorlar, geliyorlar, seni kurtarmaya geliyorlar!” gibi işittiği tatlı seslerini dinleye dinleye daldı. Duvar taşlarının arkasından çıkan kertenkeleler üzerinde geziniyorlar, çuvaldan giysinin içine kaçıyorlardı, gür, beyaz sakalının üstünde oynaşıyorlardı. Yaşlı tutsak rüyasında, ağır bir Türk donanmasının limana girdiğini görüyordu. Kasabaya giden yola birkaç bölük asker çıkarmışlardı. Al bayrağı uzaktan tanıdı. Yatağanlar, kalkanlar güneşin yansımasıyla parlıyordu.

Bizimkiler! Bizimkiler! diye bağırarak uyandı. Doğruldu. Üstündeki kertenkeleler kaçıştılar. Limana baktı. Gerçekten, kalenin karşısında bir donanma gelmişti. Kadırgaların, yelkenlerin, küreklerin biçimine dikkat etti. Sarardı. Gözlerini açtı. Yüreği hızla çarpmaya başladı. Ellerini göğsüne koydu. Bunlar Türk gemileriydi. Kıyıya yanaşıyorlardı. Gözlerine inanamadı.

“Acaba rüyada mıyım?” kuşkusuna kapıldı. Uyanıkken rüya görülür müydü? İyice inanabilmek amacıyla elini ısırdı. Yerden sivri bir taş parçası aldı. Alnına vurdu. Evet, işte hissediyordu. Uyanıktı. Gördüğü rüya değildi. O uyurken, donanma burnun arkasından birdenbire çıkıvermiş olacaktı. Sevinçten, şaşkınlıktan dizlerinin bağı çözüldü. Hemen çöktü. Karaya çıkan bölükler, ellerinde al bayraklar, kaleye doğru ilerliyorlardı. Kırk yıllık bir beklemenin son çabasıyla davrandı. Birden kemikleri çatırdadı. Badem ağaçlarının çiçekli gölgeleriyle örtülen yoldan yürüdü. Kıyıya doğru koştu, koştu. Karaya çıkan askerler, ak sakallı bir ihtiyarın kendilerine doğru koştuğuna görünce:

– Dur! diye bağırdılar. İhtiyar durmadı, bağırdı:

– Ben Türk‘üm, oğullar, ben Türk‘üm.

– …

Askerler onun yaklaşmasını beklediler. İhtiyar, Türklerin yanına yaklaşınca önüne ilk geleni tutup öpmeye başladı. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Haline bakanlar üzülmüşlerdi. Biraz heyecanı dinince sordular:

– Kaç yıldır tutsaksın?

– Kırk!

– Nerelisin?

– Edremitli.

– Adın ne?

– Kara Memiş.

– Kaptan mıydın?

– Evet…

İhtiyarın çevresindeki askerler birbirine karıştı. Bir çığlıktır koptu. “Bey’e haber verin!… Bey’e haber verin!” diye bağrışıyorlardı. İhtiyarın kollarına girdiler. Kuş gibi deniz kenarına uçurdular. Bir sandala koydular. Büyük bir kadırgaya çıkardılar. Askerin içinde onun kahramanlık serüvenlerini bilmeyen, ününü duymayan yoktu. Biraz güvertede durdu. Sevinçten şaşırmış, aptallaşmıştı. Ayağına bir çakşır geçirdiler. Sırtına bir kaftan attılar. Başına bir kavuk koydular.

– Haydi, Bey’in yanına! dediler.

Onu kadırgaya getiren askerlerle birlikte büyük geminin kıçına doğru yürüdü. Kara palabıyıklı, sırmalı giysisinin üzerine demir, çelik zırhlar giymiş iri bir adamın karşısında durdu.

– Sen kaptan Kara Memiş misin?

– Evet! dedi.

– Hızır Aleyhisselam’ın geçtiği yerlerden geçen sen misin?

– Benim.

– Doğru mu söylüyorsun?

– Niye yalan söyleyeceğim?

– Aç bakayım sağ kolunu.

İhtiyar, kaftanın altından kolunu çıkardı. Sıvadı. Bey’e uzattı. Pazısında haç biçiminde derin bir yara izi vardı. Bu yarayı, gecesi altı ay süren bir adadan karısını kaçırırken almıştı. Bey, ellerine sarıldı. Öpmeye başladı.

– Ben senin oğlunum! dedi.

– Turgut musun?

– Evet…

İhtiyar tutsak sevincinden bayılmıştı. Kendine gelince oğlu, ona:

– Ben karaya cenk için çıkıyorum. Sen gemide rahat kal, dedi.

Eski kahraman kabul etmedi:

– Hayır. Ben de sizinle cenge çıkacağım.

– Çok yaşlısın baba.

– Ama yüreğim güçlüdür.

– Rahat et! Bizi seyret!

– Kırk yıldır dövüşü özledim.

Oğlu, babasının ellerine varıp; vatanını, sevdiklerini göremeden seni tekrar kaybetmeyelim baba diye yalvararak, öptü.

İhtiyar, kafasını kaldırdı, göğsünü kabarttı, daha bir gençleşmiş gibiydi. Bayrağı işaret ederek:

– Şehit olursam bunu üzerime örtün! Vatan al bayrağın dalgalandığı yer değil midir? dedi.

Günlük başarılar
13x Günün saldırganı

Saldırgan olarak bu dünyada en çok birimi sen yen.

En iyi sonuç: 29.10.2024 tarihinde (1.162.123 birim)


5x Günün savunmacısı

Savunmacı olarak bu dünyadaki en çok birimi sen yen.

En iyi sonuç: 24.05.2024 tarihinde (1.043.086 birim)


11x Günün haydutu

Bu dünyadaki en çok hammaddeyi sen yağmala.

En iyi sonuç: 17.10.2024 tarihinde (45.041.500 hammadde)


6x Günün yağmacısı

Bu dünyadaki en çok köyü sen yağmala.

En iyi sonuç: 17.10.2024 tarihinde (290 köy)


5x Günün süper gücü

Bu dünyadaki en çok köyü sen ele geçir.

En iyi sonuç: 17.10.2024 tarihinde (40 köy)


8x Günün destekçisi

Destekçi olarak bu dünyada en çok birimi sen yen.

En iyi sonuç: 06.10.2024 tarihinde (119.082 birim)


 
Dövüş başarıları
Başarılı rezervasyonlar (Altın - Seviye 4)

Rezerve edilmiş 100 köy ele geçir.


Hırsız (Altın - Seviye 4)

Toplamda 100.000.000 hammadde yağmala.


Kahramanca ölüm (Altın - Seviye 4)

Diğer köyleri desteklerken 100.000 birimi kaybet.


Kendi kendine saldırı (Altın - Seviye 4)

Kendi kendine saldır ve savaşta en az 10.000 birim kaybet.


Kral katili (Altın - Seviye 4)

500 misyoneri savaşta yen.


Lider (Altın - Seviye 4)

Toplamda 20.000.000 düşman birimini yen.


Sur Yıkıcı (Altın - Seviye 4)

Şahmerdan kullanarak 10.000 Sur seviyesi yık.


Takviye (Altın - Seviye 4)

Başka oyuncuları 3.000 savaşta destekle.


Casus avcılığı (Gümüş - Seviye 3)

250 casus saldırısını püskürt.


Fetih (Gümüş - Seviye 3)

500 köy ele geçir.


Kasap (Gümüş - Seviye 3)

1.000 düşman ordusunu tamamen yok et.


Savaş Lordu (Gümüş - Seviye 3)

100 farklı oyuncuya saldır.


Vandal (Gümüş - Seviye 3)

Mancınık kullanarak 2.500 bina seviyesi yık.


Yağmacı (Gümüş - Seviye 3)

Diğer köyleri 1.000 kez yağmala.


Bahtsız bedevi

Sadakatin sadece +1'e azalması nedeniyle bir köyü ele geçirmekte başarısız ol.


Kendi kendini ele geçirmek

Kendini ele geçir, çünkü bu kimin patron olduğunu göstermenin en iyi yolu.


Şanslı herif

Sadakati tam 0'a indirerek bir köyü ele geçir.


 
Sosyal başarılar
Silah arkadaşı (Altın - Seviye 4)

360 gün boyunca aynı klanın üyesi olarak kal.


Usta (Altın - Seviye 4)

Usta olarak 8 çırak eğit.


Değerli dost (Bronz - Seviye 2)

Toplamda 15 dostluk kur.


Eğitilen

matrax92 altında çıraklıktan mezun oldu.


 
Büyüme başarıları
Askere Alma Dürtüsü (Altın - Seviye 4)

1.000.000 birim topla!


Kardeşler Takımı (Altın - Seviye 4)

10 şövalye edin.


Karun (Altın - Seviye 4)

50.000 altın para bas.


Kütüphaneci (Altın - Seviye 4)

12 Beceri Kitabı keşfet.


Tüccar (Altın - Seviye 4)

Pazarı kullanarak 1.000 kez hammadde ticareti yap.


Şövalye'nin seviyesi (Altın - Seviye 4)

Şövalyeni 30. seviyeye kadar yükselt.


En iyi skorcu (Gümüş - Seviye 3)

Dünyada ilk 20 sıraya yüksel.


Hünerli öğrenci (Gümüş - Seviye 3)

Şövalyelerinin becerilerini toplam 100 beceri seviyesine yükselt.


Kıta skorcusu (Gümüş - Seviye 3)

Bir kıtada en iyi 5 arasına gir!


Mimar (Gümüş - Seviye 3)

5.000 binayı inşa et veya yükselt!


Puan kralı (Gümüş - Seviye 3)

Sıralamada tırman ve 100.000 puana ulaş.


Toplayıcı (Bronz - Seviye 2)

Toplamda 10.000 hammadde temizle.


Zaman kalmadı (Bronz - Seviye 2)

Hemen tamamlayı 100 kere kullan!


Görevlerin Ustası (Odun - Seviye 1)

40 görev tamamla!


 
Diğer başarılar
Yıllar Boyu Hizmet (Altın - Seviye 6)

Klanlar'ı 6 yıl oyna.


20 gün ve 20 yıl (Altın - Seviye 4)

Hediye Takvimi'nde 20 kapılarını aç.


Antik Demir Ocağı : Tarif Toplayıcı (Altın - Seviye 4)

40 eşsiz tarif bul.


Antik Demir Ocağı : Usta Demirci (Altın - Seviye 4)

40 eşya oluştur.


Canavar Dağı: Kahramanı kuşat

Kahramanına bütün ekipmanları giydir.


Canavar Dağı: Avcı (Odun - Seviye 1)

Kara Dağın Canavarı etkinliğinde 1 canavar yen.


Kader Denizleri: Kaşif (Altın - Seviye 4)

40 bölge keşfet.


Kader Denizleri: Büyük Keşif (Gümüş - Seviye 3)

3 farklı ada keşfet.


Kale Saldırısı: Bom diye patlar!

Tetiklendiğinde Bombardıman eylemine liderlik et.


Kale Saldırısı: Eğlenceye katıl! (Altın - Seviye 4)

Klanına yardım için 15.000 madalyayla katıl.


Kale Saldırısı: Çek kürekleri hızlıca!

Tetiklendiğinde Donanma Desteği eylemine liderlik et.


Kale Saldırısı: Ön Saflarda!

Tetiklendiğinde Saldırı eylemine liderlik et.


Kale Saldırısı: Kuşatma Efendisi (Gümüş - Seviye 3)

6 kalenin yok edilmesine katıl.


Klanlar Büyücüsü: Şapka deneycisi

Büyücüden veya diğer oyunculardan 1 gizemli şapka kazan.


Kule Savaşı: Muhteşem General!

Savaşın sonunda saldırı sıralamasının lideri ol.


Kule Savaşı: Yeni Dünya Fatihi (Altın - Seviye 4)

Kule Savaşı'nda grubunun 25 sektör elde etmesine yardım et.


Barikat Savaşı: Avcı (Gümüş - Seviye 3)

Barikat Savaşı'nda 100.000 düşman birimi yen.


Barikat Savaşı: Dedektif (Bronz - Seviye 2)

Aşamaların 50%'ini temizle.


Soylular'ın Panayırı: Çark dönmeye devam ediyor (Bronz - Seviye 2)

Çarkı 10 defa çevir.


Soylular'ın Panayırı: Panayırın Keyfini Çıkarmak (Odun - Seviye 1)

Soylular'ın Panayırı'ndaki 2 mini oyunu bitir.


Stratejist (Bronz - Seviye 2)

10 çifte değişim gerçekleştirdiğin için ödül.


 
Diğer dünyalarda kazanılan başarılar
Kolay Dünya 4

Kolay Dünya 6

Kolay Dünya 5