Harita Sıralama

forsa

forsa
Puan:2.137.848
Sıra:34
Yenilen rakipler: 21.058.400 (40.)
Klan: RİBAT


Köyler (184) Koordinatlar Puan
Barbar köyü
631|601 40
FENERBAHÇE
490|493 12.164
FENERBAHÇE
488|493 10.305
FENERBAHÇE
498|515 11.550
FENERBAHÇE
489|511 12.164
FENERBAHÇE
496|518 12.164
FENERBAHÇE
495|518 11.130
FENERBAHÇE
482|491 12.164
FENERBAHÇE
499|479 12.164
FENERBAHÇE
501|480 11.307
FENERBAHÇE
498|476 12.154
FENERBAHÇE
487|521 12.140
FENERBAHÇE
494|476 13.272
FENERBAHÇE
534|483 12.154
FENERBAHÇE
506|459 12.154
FENERBAHÇE
502|457 12.154
FENERBAHÇE
504|454 12.154
FENERBAHÇE
489|453 12.154
FENERBAHÇE
491|451 12.154
FENERBAHÇE
492|448 12.154
FENERBAHÇE
545|472 12.196
FENERBAHÇE
493|521 11.820
FENERBAHÇE
491|447 12.154
FENERBAHÇE
487|446 12.154
FENERBAHÇE
486|445 12.164
FENERBAHÇE
494|450 12.154
FENERBAHÇE
485|445 12.154
FENERBAHÇE
550|473 12.164
FENERBAHÇE
482|443 11.834
FENERBAHÇE
484|443 11.550
FENERBAHÇE
550|467 11.834
FENERBAHÇE
485|443 11.550
FENERBAHÇE
486|443 12.154
FENERBAHÇE
486|488 12.164
FENERBAHÇE
509|438 12.154
FENERBAHÇE
510|439 12.154
FENERBAHÇE
477|443 12.154
FENERBAHÇE
505|438 12.154
FENERBAHÇE
472|444 12.164
FENERBAHÇE
466|444 12.154
FENERBAHÇE
472|441 12.154
FENERBAHÇE
435|486 10.127
FENERBAHÇE
467|445 12.154
FENERBAHÇE
491|432 12.154
FENERBAHÇE
492|433 12.154
FENERBAHÇE
432|490 12.164
FENERBAHÇE
512|431 12.164
FENERBAHÇE
490|429 12.154
FENERBAHÇE
486|432 12.154
FENERBAHÇE
491|431 12.154
FENERBAHÇE
487|428 12.154
FENERBAHÇE
490|428 12.154
FENERBAHÇE
492|427 12.154
FENERBAHÇE
492|429 12.154
FENERBAHÇE
493|425 12.154
FENERBAHÇE
553|445 12.154
FENERBAHÇE
491|424 9.632
FENERBAHÇE
482|425 12.154
FENERBAHÇE
499|424 12.154
FENERBAHÇE
496|424 12.154
FENERBAHÇE
549|443 12.154
FENERBAHÇE
490|422 12.154
FENERBAHÇE
508|421 12.154
FENERBAHÇE
509|422 12.154
FENERBAHÇE
488|424 12.154
FENERBAHÇE
487|420 12.154
FENERBAHÇE
489|420 12.154
FENERBAHÇE
479|422 12.154
FENERBAHÇE
479|423 12.164
FENERBAHÇE
463|427 12.154
FENERBAHÇE
462|425 12.154
FENERBAHÇE
460|426 12.196
FENERBAHÇE
478|421 12.154
FENERBAHÇE
487|414 12.164
FENERBAHÇE
485|413 12.154
FENERBAHÇE
401|515 8.604
FENERBAHÇE
598|538 12.154
FENERBAHÇE
396|519 12.154
FENERBAHÇE
598|537 12.154
FENERBAHÇE
395|521 12.164
FENERBAHÇE
596|537 12.164
FENERBAHÇE
596|540 11.804
FENERBAHÇE
395|518 12.154
FENERBAHÇE
392|519 12.154
FENERBAHÇE
395|523 12.154
FENERBAHÇE
396|522 12.154
FENERBAHÇE
393|519 12.154
FENERBAHÇE
394|520 12.154
FENERBAHÇE
391|517 12.164
FENERBAHÇE
620|575 12.154
FENERBAHÇE.
496|517 12.154
FENERBAHÇE.
535|485 13.506
FENERBAHÇE.
502|462 12.154
FENERBAHÇE.
537|491 12.154
FENERBAHÇE.
538|491 12.164
FENERBAHÇE.
501|461 12.154
FENERBAHÇE.
502|461 12.166
FENERBAHÇE.
536|485 12.154
FENERBAHÇE.
500|459 12.154
FENERBAHÇE.
497|458 12.154
Tüm artık 84 köylerini göster
Profil
Profil resmi
Kişisel metin
flag-trflag-trflag-trflag-trflag-tr FORSAflag-trflag-trflag-trflag-trflag-tr


Akdeniz’in, kahramanlık yuvası sonsuz ufuklarına bakan küçük tepe, minimini bir çiçek ormanı gibiydi. İnce uzun dallı badem ağaçlarının alaca gölgeleri sahile inen keçiyoluna düşüyor, ilkbaharın tatlı rüzgârıyla sarhoş olan martılar, çılgın bağrışlarıyla havayı çınlatıyordu. Badem bahçesinin yanı geniş bir bağdı. Beyaz taşlardan yapılmış kısa bir duvarın ötesindeki harabe vadiye kadar iniyordu. Bağın ortasındaki yıkık kulübenin kapısız girişinden bir ihtiyar çıktı. Saçı sakalı bembeyazdı. Kamburunu düzeltmek istiyormuş gibi gerindi. Elleri, ayakları titriyordu. Gök kadar boş, gök kadar sakin duran denize baktı, baktı.

– Hayırdır inşallah! dedi.

Duvarın dibindeki taş yığınlarına çöktü. Başını ellerinin arasına aldı. Sırtında yırtık bir çuval vardı. Çıplak ayakları topraktan yoğrulmuş gibiydi. Zayıf kolları kirli tunç rengindeydi. Yine başını kaldırdı. Gökle denizin birleştiği dumandan çizgiye dikkatle baktı, Ama görünürde bir şey yoktu.

Bu, her gece uykusunda onu kurtarmak için birçok geminin pupa yelken geldiğini gören zavallı eski bir Türk forsasıydı. Tutsak olalı kırk yılı geçmişti. Otuz yaşında, dinç, levent, güçlü bir kahramanken Malta korsanlarının eline düşmüştü. Yirmi yıl onların kadırgalarında kürek çekti. Yirmi yıl iki zincirle iki ayağından rutubetli bir geminin dibine bağlanmış yaşadı. Yirmi yılın yazları, kışları, rüzgârları, fırtınaları, güneşleri onun granit vücudunu eritemedi. Zincirleri küflendi, çürüdü, kırıldı. Yirmi yıl içinde birkaç kez halkalarını, çivilerini değiştirdiler. Ama onun çelikten daha sert kaslı bacaklarına bir şey olmadı. Yalnız aptes alamadığı için. üzülüyordu. Hep güneşin doğduğu yanı sol ilerisine alır, gözlerini kıbleye çevirir, beş vakit namazı gizli işaretle yerine getirirdi.

Elli yaşına gelince, korsanlar onu, “Artık iyi kürek çekemez!” diye bir adada satmışlardı. Efendisi bir çiftçiydi. On yıl kuru ekmekle onun yanında çalıştı. Tanrıya şükrediyordu. Çünkü artık bacaklarından mıhlı değildi. Aptes alabiliyor, tam kıblenin karşısına geçiyor, unutmadığı âyetlerle namaz kılıyor, dua edebiliyordu. Bütün umudu, doğduğu yere, Edremit’e kavuşmaktı. Otuz yıl içinde bir an bile umudunu kesmedi. “Öldükten sonra dirileceğime nasıl inanıyorsam, öyle inanıyorum, elli yıl tutsaklıktan sonra da ülkeme kavuşacağıma öyle inanıyorum!” derdi. En ünlü, en tanınmış Türk gemicilerdendi. Daha yirmi yaşındayken, Tarık Boğazı’nı geçmiş, poyraza doğru haftalarca, aylarca, kenar kıyı görmeden gitmiş, rast geldiği ıssız adalardan vergiler almış, irili ufaklı donanmaları tek başına hafif gemisiyle yenmişti. O zamanlar Türkeli’nde nâmı dillere destandı. Padişah bile onu, saraya çağırtmıştı. Serüvenlerini dinlemişti. Çünkü o, Hızır Aleyhisselâm’ın gittiği diyarları dolaşmıştı. Öyle denizlere gitmişti ki, üzerinde dağlardan, adalardan büyük buz parçaları yüzüyordu. Oraları tümüyle başka bir dünyaydı. Altı ay gündüz, altı ay gece olurdu! Karısını, işte bu, yılı bir büyük günle bir büyük geceden oluşan başka dünyadan almıştı.

Gemisi altın, gümüş, inci, elmas, tutsak dolu vatana dönerken deniz ortasında evlenmiş, oğlu Turgut, Çanakkale’yi geçerken doğmuştu. Şimdi kırk beş yaşında olmalıydı. Acaba yaşıyor muydu? Hayalini unuttuğu, karlardan beyaz karısı acaba sağ mıydı? Kırk yıldır, yalnız taht yerinin, İstanbul’un minareleri, ufku, hayalinden hiç silinmemişti. “Bir gemim olsa gözümü kapar, Kabataş’ın önüne demir atarım” diye düşünürdü. Altmış yaşını geçtikten sonra efendisi, onu sözde özgür kıldı. Bu özgür kılmak değil, sokağa, perişanlığa atmaktı, Yaşlı tutsak bu bakımsız bağın içindeki yıkık kulübeyi buldu. İçine girdi. Kimse bir şey demedi. Ara sıra kasabaya iniyor, yaşlılığına acıyanların verdiği ekmek paralarını toplayıp dönüyordu. On yıl daha geçti. Artık hiç gücü kalmamıştı. Hem bağ sahibi de artık onu istemiyordu. Nereye gidecekti?

Ama işte, eskiden beri gördüğü rüyaları yine görmeye başlamıştı. Kırk yıllık bir rüya… Türklerin, Türk gemilerinin gelişi… Gözlerini kurumuş elleriyle iyice ovdu. Denizin gökle birleştiği yere baktı. Evet, geleceklerdi, kesindi bu, buna öylesine inanıyordu ki…

– Kırk yıl görülen bir rüya yalan olamaz! diyordu. Kulübe duvarının dibine uzandı. Yavaş yavaş gözlerini kapadı. İlkbahar bir umut tufanı gibi her yanı parlatıyordu. Martıların, “Geliyorlar, geliyorlar, seni kurtarmaya geliyorlar!” gibi işittiği tatlı seslerini dinleye dinleye daldı. Duvar taşlarının arkasından çıkan kertenkeleler üzerinde geziniyorlar, çuvaldan giysinin içine kaçıyorlardı, gür, beyaz sakalının üstünde oynaşıyorlardı. Yaşlı tutsak rüyasında, ağır bir Türk donanmasının limana girdiğini görüyordu. Kasabaya giden yola birkaç bölük asker çıkarmışlardı. Al bayrağı uzaktan tanıdı. Yatağanlar, kalkanlar güneşin yansımasıyla parlıyordu.

Bizimkiler! Bizimkiler! diye bağırarak uyandı. Doğruldu. Üstündeki kertenkeleler kaçıştılar. Limana baktı. Gerçekten, kalenin karşısında bir donanma gelmişti. Kadırgaların, yelkenlerin, küreklerin biçimine dikkat etti. Sarardı. Gözlerini açtı. Yüreği hızla çarpmaya başladı. Ellerini göğsüne koydu. Bunlar Türk gemileriydi. Kıyıya yanaşıyorlardı. Gözlerine inanamadı.

“Acaba rüyada mıyım?” kuşkusuna kapıldı. Uyanıkken rüya görülür müydü? İyice inanabilmek amacıyla elini ısırdı. Yerden sivri bir taş parçası aldı. Alnına vurdu. Evet, işte hissediyordu. Uyanıktı. Gördüğü rüya değildi. O uyurken, donanma burnun arkasından birdenbire çıkıvermiş olacaktı. Sevinçten, şaşkınlıktan dizlerinin bağı çözüldü. Hemen çöktü. Karaya çıkan bölükler, ellerinde al bayraklar, kaleye doğru ilerliyorlardı. Kırk yıllık bir beklemenin son çabasıyla davrandı. Birden kemikleri çatırdadı. Badem ağaçlarının çiçekli gölgeleriyle örtülen yoldan yürüdü. Kıyıya doğru koştu, koştu. Karaya çıkan askerler, ak sakallı bir ihtiyarın kendilerine doğru koştuğuna görünce:

– Dur! diye bağırdılar. İhtiyar durmadı, bağırdı:

– Ben Türk‘üm, oğullar, ben Türk‘üm.

– …

Askerler onun yaklaşmasını beklediler. İhtiyar, Türklerin yanına yaklaşınca önüne ilk geleni tutup öpmeye başladı. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Haline bakanlar üzülmüşlerdi. Biraz heyecanı dinince sordular:

– Kaç yıldır tutsaksın?

– Kırk!

– Nerelisin?

– Edremitli.

– Adın ne?

– Kara Memiş.

– Kaptan mıydın?

– Evet…

İhtiyarın çevresindeki askerler birbirine karıştı. Bir çığlıktır koptu. “Bey’e haber verin!… Bey’e haber verin!” diye bağrışıyorlardı. İhtiyarın kollarına girdiler. Kuş gibi deniz kenarına uçurdular. Bir sandala koydular. Büyük bir kadırgaya çıkardılar. Askerin içinde onun kahramanlık serüvenlerini bilmeyen, ününü duymayan yoktu. Biraz güvertede durdu. Sevinçten şaşırmış, aptallaşmıştı. Ayağına bir çakşır geçirdiler. Sırtına bir kaftan attılar. Başına bir kavuk koydular.

– Haydi, Bey’in yanına! dediler.

Onu kadırgaya getiren askerlerle birlikte büyük geminin kıçına doğru yürüdü. Kara palabıyıklı, sırmalı giysisinin üzerine demir, çelik zırhlar giymiş iri bir adamın karşısında durdu.

– Sen kaptan Kara Memiş misin?

– Evet! dedi.

– Hızır Aleyhisselam’ın geçtiği yerlerden geçen sen misin?

– Benim.

– Doğru mu söylüyorsun?

– Niye yalan söyleyeceğim?

– Aç bakayım sağ kolunu.

İhtiyar, kaftanın altından kolunu çıkardı. Sıvadı. Bey’e uzattı. Pazısında haç biçiminde derin bir yara izi vardı. Bu yarayı, gecesi altı ay süren bir adadan karısını kaçırırken almıştı. Bey, ellerine sarıldı. Öpmeye başladı.

– Ben senin oğlunum! dedi.

– Turgut musun?

– Evet…

İhtiyar tutsak sevincinden bayılmıştı. Kendine gelince oğlu, ona:

– Ben karaya cenk için çıkıyorum. Sen gemide rahat kal, dedi.

Eski kahraman kabul etmedi:

– Hayır. Ben de sizinle cenge çıkacağım.

– Çok yaşlısın baba.

– Ama yüreğim güçlüdür.

– Rahat et! Bizi seyret!

– Kırk yıldır dövüşü özledim.

Oğlu, babasının ellerine varıp; vatanını, sevdiklerini göremeden seni tekrar kaybetmeyelim baba diye yalvararak, öptü.

İhtiyar, kafasını kaldırdı, göğsünü kabarttı, daha bir gençleşmiş gibiydi. Bayrağı işaret ederek:

– Şehit olursam bunu üzerime örtün! Vatan al bayrağın dalgalandığı yer değil midir? dedi.

Günlük başarılar
4x Günün saldırganı

Saldırgan olarak bu dünyada en çok birimi sen yen.

En iyi sonuç: 01.12.2023 tarihinde (152.261 birim)


1x Günün savunmacısı

Savunmacı olarak bu dünyadaki en çok birimi sen yen.

En iyi sonuç: 07.11.2023 tarihinde (139.562 birim)


6x Günün haydutu

Bu dünyadaki en çok hammaddeyi sen yağmala.

En iyi sonuç: 28.01.2024 tarihinde (7.117.383 hammadde)


1x Günün yağmacısı

Bu dünyadaki en çok köyü sen yağmala.

En iyi sonuç: 19.03.2024 tarihinde (56 köy)


 
Dövüş başarıları
Başarılı rezervasyonlar (Altın - Seviye 4)

Rezerve edilmiş 100 köy ele geçir.


Kahramanca ölüm (Altın - Seviye 4)

Diğer köyleri desteklerken 100.000 birimi kaybet.


Lider (Altın - Seviye 4)

Toplamda 20.000.000 düşman birimini yen.


Hırsız (Gümüş - Seviye 3)

Toplamda 1.000.000 hammadde yağmala.


Kendi kendine saldırı (Gümüş - Seviye 3)

Kendi kendine saldır ve savaşta en az 1.000 birim kaybet.


Kral katili (Gümüş - Seviye 3)

100 misyoneri savaşta yen.


Sur Yıkıcı (Gümüş - Seviye 3)

Şahmerdan kullanarak 2.500 Sur seviyesi yık.


Takviye (Gümüş - Seviye 3)

Başka oyuncuları 500 savaşta destekle.


Yağmacı (Gümüş - Seviye 3)

Diğer köyleri 1.000 kez yağmala.


Fetih (Bronz - Seviye 2)

50 köy ele geçir.


Kasap (Bronz - Seviye 2)

250 düşman ordusunu tamamen yok et.


Savaş Lordu (Bronz - Seviye 2)

25 farklı oyuncuya saldır.


Vandal (Bronz - Seviye 2)

Mancınık kullanarak 250 bina seviyesi yık.


Bahtsız bedevi

Sadakatin sadece +1'e azalması nedeniyle bir köyü ele geçirmekte başarısız ol.


Casus avcılığı (Odun - Seviye 1)

25 casus saldırısını püskürt.


Kendi kendini ele geçirmek

Kendini ele geçir, çünkü bu kimin patron olduğunu göstermenin en iyi yolu.


Şanslı herif

Sadakati tam 0'a indirerek bir köyü ele geçir.


 
Sosyal başarılar
Usta (Altın - Seviye 4)

Usta olarak 8 çırak eğit.


Silah arkadaşı (Gümüş - Seviye 3)

180 gün boyunca aynı klanın üyesi olarak kal.


Değerli dost (Bronz - Seviye 2)

Toplamda 15 dostluk kur.


Eğitilen

matrax92 altında çıraklıktan mezun oldu.


 
Büyüme başarıları
Askere Alma Dürtüsü (Altın - Seviye 4)

1.000.000 birim topla!


Kardeşler Takımı (Altın - Seviye 4)

10 şövalye edin.


Kütüphaneci (Altın - Seviye 4)

12 Beceri Kitabı keşfet.


Tüccar (Altın - Seviye 4)

Pazarı kullanarak 1.000 kez hammadde ticareti yap.


Hünerli öğrenci (Gümüş - Seviye 3)

Şövalyelerinin becerilerini toplam 100 beceri seviyesine yükselt.


Karun (Gümüş - Seviye 3)

5.000 altın para bas.


Mimar (Gümüş - Seviye 3)

5.000 binayı inşa et veya yükselt!


Puan kralı (Gümüş - Seviye 3)

Sıralamada tırman ve 100.000 puana ulaş.


Şövalye'nin seviyesi (Gümüş - Seviye 3)

Şövalyeni 20. seviyeye kadar yükselt.


En iyi skorcu (Bronz - Seviye 2)

Dünyada ilk 100 sıraya yüksel.


Kıta skorcusu (Bronz - Seviye 2)

Bir kıtada en iyi 30 arasına gir!


Toplayıcı (Bronz - Seviye 2)

Toplamda 10.000 hammadde temizle.


Zaman kalmadı (Bronz - Seviye 2)

Hemen tamamlayı 100 kere kullan!


Görevlerin Ustası (Odun - Seviye 1)

40 görev tamamla!


 
Diğer başarılar
Yıllar Boyu Hizmet (Altın - Seviye 6)

Klanlar'ı 6 yıl oyna.


20 gün ve 20 yıl (Altın - Seviye 4)

Hediye Takvimi'nde 20 kapılarını aç.


Antik Demir Ocağı : Usta Demirci (Altın - Seviye 4)

40 eşya oluştur.


Antik Demir Ocağı : Tarif Toplayıcı (Gümüş - Seviye 3)

30 eşsiz tarif bul.


Canavar Dağı: Kahramanı kuşat

Kahramanına bütün ekipmanları giydir.


Canavar Dağı: Avcı (Odun - Seviye 1)

Kara Dağın Canavarı etkinliğinde 1 canavar yen.


Kale Saldırısı: Çek kürekleri hızlıca!

Tetiklendiğinde Donanma Desteği eylemine liderlik et.


Kale Saldırısı: Ön Saflarda!

Tetiklendiğinde Saldırı eylemine liderlik et.


Kale Saldırısı: Eğlenceye katıl! (Bronz - Seviye 2)

Klanına yardım için 5.000 madalyayla katıl.


Kale Saldırısı: Kuşatma Efendisi (Odun - Seviye 1)

2 kalenin yok edilmesine katıl.


Klanlar Büyücüsü: Şapka deneycisi

Büyücüden veya diğer oyunculardan 1 gizemli şapka kazan.


Kule Savaşı: Muhteşem General!

Savaşın sonunda saldırı sıralamasının lideri ol.


Kule Savaşı: Yeni Dünya Fatihi (Altın - Seviye 4)

Kule Savaşı'nda grubunun 25 sektör elde etmesine yardım et.


Barikat Savaşı: Avcı (Gümüş - Seviye 3)

Barikat Savaşı'nda 100.000 düşman birimi yen.


Barikat Savaşı: Dedektif (Bronz - Seviye 2)

Aşamaların 50%'ini temizle.


Kader Denizleri: Kaşif (Gümüş - Seviye 3)

30 bölge keşfet.


Kader Denizleri: Büyük Keşif (Odun - Seviye 1)

1 farklı ada keşfet.


Stratejist (Bronz - Seviye 2)

10 çifte değişim gerçekleştirdiğin için ödül.


Soylular'ın Panayırı: Panayırın Keyfini Çıkarmak (Odun - Seviye 1)

Soylular'ın Panayırı'ndaki 2 mini oyunu bitir.


Soylular'ın Panayırı: Çark dönmeye devam ediyor (Odun - Seviye 1)

Çarkı 5 defa çevir.


 
Diğer dünyalarda kazanılan başarılar
Kolay Dünya 4

Kolay Dünya 6

Kolay Dünya 5